Mesafeler iyidir...



Başta can yaksa da, sana kötü gözle bakılsa da, arkandan soğuk, itici gibi sözler söylense de aldırmamanı tavsiye ederim.

Mesafe derken, herkesten uzaklaşmaktan, bir yerde kendini hapsedip oturmaktan bahsetmiyorum. Tam tersine insanlarla arana set çekme, içinin ısındığı, sevdiğin ve güven duyduğun herkesle görüş, konuş, tanış. Ancak bu yakınlaşmalarda hayati önem arz eden ve senin tüm hayatına etki edecek gerekli mesafeyi belirlemeye çalış.


Konuştuğun kişinin sana yakınlık derecesini belirle. Ona karşı mesafeni belirle ve mesafeni belirlerken o kişinin karakterinin aşağıdaki kriterlerin kaçına uyduğunu dikkate al.

İşte mesafeni belirlemeni sağlayan kriterler:

* Önemli veya önemsiz fark etmez, ona verilen sırları saklayabiliyor mu?

* Değerli veya değersiz fark etmez, ona emanet edilen herhangi bir eşyayı ne derece koruyor?

* Bir söz verdiğinde bu söze bağlılık derecesi ne kadar?

* Aranız bozulunca başkalarına karşı senin hakkında atıp tutuyor mu?

* Cimrilik ve tasarrufun farklı şeyler olduğunun, cömertlik ve müsrifliğin farklı şeyler olduğunun farkında ve buna göre davranıyor mu?

* Dedikodu yapıyor mu? Yapıyorsa, ne düzeyde ve kimler hakkında yapıyor?

* Para, kadın / erkek, makam ve şöhret konusunda düşünceleri neler? Bunları sevdiğini söylüyor mu? Bunları sevmediğini söylüyorsa, söylemi ve eylemleri birbirine zıt mı?

* Ahlâk, adab-ı muaşeret, saygı, sevgi gibi konularda ahvali nedir? Bunları gereğince yerine getirebiliyor mu?

* İslam dini ve bu dinin emrettiği ibadetlerle arası nasıl? Eğer arası iyiyse ne âlâ ama eğer kötüyse durum ciddi demektir.


Bu sayılan kriterler, tanıştığın, konuştuğun, görüştüğün, hayatını birleştireceğin herkes için geçerlidir. Bu kriterlerin çoğuna veya nadirde olsa tamamına pozitif anlamda uyan insanlarla ilgi ve alakanı devam ettir. Bu kriterlerin çoğuna ters olan insanlarla da ilgi ve alakanı kesme ancak, kırmızı çizgilerin olacağı mesafeler belirle.



Belirle ki seni sen yapan güzellikler heba olmasın. Unutma! Bir kasa domatesin bozulmasına bir çürük domates yeter. Yine şunu sakın unutma! Kim olursa olsun, ne kadar yakının olursa olsun, akraban, eşin, dostun kim olursa olsun. Sadece Allah'ın bildiği günahını hiç kimseye anlatma. Kimsenin bilmediği günahına başka insanları da şahit tutma.

Umulur ki "Settar" ismi şerifi hürmetine Allah-u Teâlâ senin o günahını açık etmediğin ve tövbe ettiğin takdir de affedecektir. Ancak eğer günahını açık edersen işte o zaman cezasını çekmekten korkulur. Günahlarını sadece Allah'a dua ve tövbe ederken Allah-u Teâlâya karşı açık et, kullarına değil...

Yine ne kadar yakının olursa olsun. Terbiye edilmemiş nefse sahip olan insanlara önemli sırlarını verme. Bırak sırların sende kalsın. Eğer dayanamıyor ve söylemek zorunda hissediyorsan, eline bir defter ve kalem al ve söylemek istediklerini oraya yaz. Unutma! İnsanın sırrını yine en iyi kendisi saklar. Sırlar, kendi gönül kabristanında kalmalıdır. Başkasının gönül kabristanı, sırlar için güvenilir değildir. Bu yüzden herkesin sırrı kendi gönül kabristanına gömülmelidir.

Hayat safhası tıpkı resimde görülen bir yol bir geçitten ibarettir. Her safha bir geçidi simgeler. Doğarsın ilk geçitten geçersin. Büyür ve genç delikanlı veya genç kız olursun başka bir geçitten geçer ve yoluna devam edersin. Gençlik gider, vücudun yaşlanma belirtilerini gösterir başka bir geçitten geçersin. Derken bu geçitlerin, ölüm geçidine gelirsin. Bizim gibi avam tabakasına bu geçitlerden sonra berzah alemi geçidi açılır. O geçide girdikten sonra amelin ne ise kıyamete kadar amelinle yüz yüze kalır ve ne yaptıysan ona göre muameleye tabi tutulursun.

Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde:

"Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur." (bk. el-Akidetu’t-Tahaviye,1/169; Ahmed b. Hanbel, el-Akide, s.64-76; el-lalekâî, İtikadu ehli’s-sünne, 1/156, 158, 166-şamile) buyurmuştur.

Ehlisünnet ve cemaatin akidesine göre, kabirde insanlar Nekir ve Münker adında iki melek tarafından sorguya çekileceklerdir. Bak dikkat et! Burada yazılanlar, benim aciz ve biçare aklımın tavsiyesi değildir. Bilakis, burada yazılanlar, gelmiş geçmiş birçok alimin ve Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) hadis-i şeriflerinde insanlara verilen uyarılardandır. Allah'ın izniyle dinler ve uygularsan, birçok müşkülden kurtulur ve nedamet deryası içinde boğulmazsın. Dinlemezsen de paşa gönlün bilir ne diyeyim.

Allah, pişman olacağımız hatalar yaptırmasın, böyle hatalar yapsak bile telafisini nasip eylesin. Amin.


0 Comments

Yorum Gönder