Arkadaşından mektup var

Arkadaşından mektup var


Hissizleşmek...

Hissizleşmenin nasıl bir şey olduğunu, yaşayarak gördün ve tecrübe ettin mi sonunda? En kötüsü bu derlerdi de inanmazdın değil mi? Ne üzülmek, ne üzmek.. Ne unutulmak, ne de unutamamak.. Ne acı çektirmek, ne de çekmek.. Hiçbirisi bunun gibi sessiz, yavaş ama derinden vuramıyormuş değil mi?
Bunlardan hiçbirisi, bu kadar kasvete bürümüyormuş insanı. En kötüsü, olan bitenlere hissizleşmek, kayıtsız kalmakmış öyle değil mi? Taş mı kesildin be adam? Bak bir aynaya, sadece yüzünü değil gönül dünyanı da seyret. Yıkık, dökük bir virane, bir enkaz var olduğunu göreceksin ruhunun meskun mahalinde.

Peki neden böyle oldu diye soruyorsun ve çıkar bir yol bulmaya çalışıyorsun değil mi? Elbette kendine göre nefsini haklı çıkaracak argümanların olacaktır. Ama içinde zerre-i miskal nispetince bile bir vicdan kaldığına inanıyorsan, sor o vicdanına; gerçekten haklı mısın? Yoksa o koyu, kara ve taş kesilmiş yüreğin, o kalan vicdan kırıntılarını da ufalayıp, zulmet rüzgarlarına mı saldı?

Bunun cevabını sen bilebilirsin arkadaşım. Ama nefsinle yüzleşmeden, kibir denilen aldatıcı ve oturanı perişan eden tahttan kendi isteğinle inmeden, o tahtı elinin tersiyle itmeden çok zor, hatta imkansız desek yanılmam sanırım.

Seni bu musibete karşı gerçekten sevenler çok uyardı, çok korudular, ben de elimden geldiğince, gücüm yettiğince seni uyardım. Nitekim sen de zaman zaman bunların farkına varıyor ve irkilerek toparlanıyordun. Ama şahsım adına söylemeliyim ki, hiçbir zaman gerçek ve kalıcı bir toparlanma yaparak doğrulduğuna şahit olamadım.

İlmin, tecrüben ve çevrendekilerin desteği sana artıyordu. Ancak, nefsin en ufak bir şekilde de olsa iflah olmuyor, ruhuna destek olarak ve onun hizmetine girmeye yanaşmıyordu. Dolayısıyla Rahman'ın müjdelenilen "eşref-i mahluk" nitelendirilmesinden kaçıyor ve uzaklaşıyordun.

Tüm bunların sonucunda elbette gönül dünyan sarsılacak, ruhun kasvetlere bürünecek ve insanı insan yapan vicdan ondan sıyrılarak çekip alınacak ve sonunda da hissizleşecekti. İşte senin de tam olarak geçirdiğin süreç budur. Sana tavsiyem henüz yol yakınken, nefsini dizginle ve ruhuna yardımcı ol. Ol ki ruhun kabzedilmeden daha feci ve sonsuz azablara düçar olmaktan kurtul. Oldu mu arkadaş?


0 Comments

Yorum Gönder