Depresyonun reçetesi: İslam

Depresyonun reçetesi: İslam

Pozitivizm akımıyla birlikte gelen sadece maddeye itibar etme, yani görülen, duyulan ve tadılana inanma ve his, duygu, basiret, feraset gibi maneviyat yönlü meziyetleri yok saymanın neticesinde, depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, şizofreni gibi birçok hastalık türemiştir.

Bu hastalıkların birçoğu hatta oranlamaya vurursak eğer %90 gibi yüksek miktardaki sebebi maneviyat eksikliğidir. Bu hastalıklar, tamamen ilaçla çözülemeyen hastalıklardır. Üstelik bazı vakalarda alınan ağır dozlu ilaçlar, antidepresanlar hastalığın farklı bir evreye bile geçmesine ya da sinir sisteminin zarar görmesine ve bunun sonucunda da iradenin çökmesine bile sebep olabiliyor.

Bir de bazen insanların içine sebebinin ne olduğunu bilemediği hüzün ve keder de çökebilir. Bu gayet doğaldır. İnsan her zaman sevinç içinde etrafa gülücükler saçamaz, bunu beklemek akıl kârı değildir. İnsan da sevinç, hüzün, öfke, şefkat gibi birçok duygu bulunur. Asıl mesele bunların meşru sınırlarını çizerek kendini hastalıklara itmemektir. Sebepsiz yere çöken keder ile ilgili birçok İslam aliminin beyanları vardır. Biz sizlere burada bir tanesini örnek olarak sunalım:

"İnsanların içine nereden geldiği bilinmeyen keder nasıl çöker? " diye sorulunca; "Ruh, insanın işlediği günahları ve kötülükleri unutmaz. Nefs ise bunları unutur. Ruh, nefsin mahvolduğunun farkına varır ve bu sebeple insanın içine bir keder çöker. İnsan bunun sebebini anlayamaz."
                                                                                                                                            -Ebû Osman Hîrî (R.A) Melami mürşidi (d. 844 - ö. 910)

Psikolojik terapi ya da tedavi; ilaçlar, testler ve kuru tavsiyelerden ziyade, dini argümanları da içinde barındırmalıdır. Çünkü dini argümanların insan üzerine olumlu ve ruh sağlığını iyileştirici ve yatıştırıcı bir etkisi vardır. Ayrıca bazı ruhsal hastalıklar vardır ki bunların tek çaresi dini argümanlardır. Böyle hastalıkları ilaçla, testle veya içi boş tavsiyelerle düzeltemez, belki sadece etkisini azaltabilirsiniz ki o da muhtemelen sürekli olmayacaktır.

Daha açık konuşmak gerekirse, insan bedeninde ruh ve nefis adlı varlıklar vardır ve bu varlıkların mahiyetini, ne işe yaradıklarını birçok psikolog ve psikiyatr bilmez, bilemez. Bu ruh ve nefis iyi korunması gerekir yoksa metafizik varlıklar, yani çoğu kimselerce görülmeyen ama bilinen ve hissedilen varlıklar tarafından ele geçirilerek, o insanda hem bedensel, hem de ruhsal açıdan birçok hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu şekildeki bir hastalık yani daha açık ifadesi ile cin musallatı gibi bir vaka, genellikle iradesi zayıf olan, günlük hayatında temiz olmayan, ibadetlerini yapmayan kişilerin daha geniş kapsamda İslam'ın emir ve yasaklarına uymayanlarda görüldüğü artık herkesçe bilinen bir durumdur.

Cin musallatı ve dini argümanlar ile ilgili daha fazla detaya inmek yazımızın boyutunu aşacağı ve konuyu dağılmasına sebebiyet vermesinden dolayı bu konuyu burada kapıyor ve bu konular hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için size bazı adresler veriyoruz. Eğer bu konular hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz, aşağıdaki bağlantılara tıklayabilirsiniz:

Cin musallatının belirtileri ve bazı alınabilecek önlemler: http://www.sadecegercek.net/2015/11/cinler-hakkinda-merak-edilenler-3.html


İntiharı önleme terapisi nedir?:
http://www.sadecegercek.net/2016/08/intihari-onleme-terapisi.html


Konumuza devam edelim. Bu kadar açıklamadan sonra, sizlere yerli ve yabancı bilimsel çalışmalardan elde edilen bazı verileri kaynaklarıyla birlikte sizlere sunuyoruz.


F.M. Woodmansee, dua ile ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi araştırmak üzere yaptığı çalışmasında Levin başta olmak üzere, bu alanın önde gelen araştırmacılarının çalışmalarını değerlendirerek şu sonuçlara ulaşmaktadır:

a-) Dini inanç ve uygulamalar kişide güvenli bir kimlik duygusu meydana getirir, anksiyete oranını düşürür ve stres altındayken gerekli olan esnekliği artırır.

b-) Dini inanç, ölüm de dahil hayatın çeşitli problemleri karşısında kişinin daha mantıklı değerlendirmelerde bulunmasını sağlayacak amaç ve anlam duygusunu kazandırır.

c-) Dini inanç ve ritüeller iyimserlik, inanma ve arınma gibi olumlu hislerin ortaya çıkmasına vesile olur.

d-) İnanç mensuplarının teşkil ettiği bir gruba olan bağlılık; kişide ait olma, güven duyma, ihtiyaç zamanında sosyal destek bulma rahatlığının yanı sıra başkalarına yardım etme imkânı sağlar.

e-) Dua, ritüel ve ibadet gibi uygulamalar kişiye Yüce Güçle birlikte olma hissi verir, bu da ona bir iç görü ve huzur hissi kazandırabilir,

f-) Pek çok inanç, düzenli yaşam biçimi, alışkanlık ve sorumluluk bilinci sağlar.
(1)

Jacopson, 2002 yılında, başkası için yapılan duanın, duayı yapanın ruhsal ve bedensel sağlığı üzerindeki etkisini araştırdı. 110 duacı ve kolejin birinci sınıfında okuyan 502 öğrencinin dahil olduğu çalışmada, duacılar katılıma öğrencilerin yansına altı ay boyunca dua ettiler. Duacıların daha derinden ve hissederek dua etmeleri için çeşitli önlemler alındı. Araştırma sonunda şu bulgulara ulaşıldı:

a-) Dua edenlerin tamamının zihinsel sağlıklarının yanı sıra hayatlarına dair bir anlam ve amaçlılık duygusunda iyileşme yönünde bir değişiklik söz konusu oldu.

b-) Değişiklikler yaşlılarda gençlerden daha fazla gerçekleşti.

c-) Hayata dair anlam ve amaçlılık duygusunun, duayla ruh sağlığı arasında bir vasıta olduğu saptandı. (2)

Shuail ve Chaudhry'nin (2004) Pakistan'da yaklaşık 1000 Müslüman üzerinde yaptığı araştırmada, dindarlıkla kişinin kendini iyi hissetmesi arasında pozitif bir ilişkinin bulunduğu ortaya kondu. Cezayir'de Abdulhalik ve Naceur'un (2007) 244 kolej öğrencisi üzerinde yaptıkları araştırmada, dindarlığın fiziksel ve ruhsal sağlıkla, mutlulukla, yaşam memnuniyetiyle ve iyimserlikle güçlü bir şekilde pozitif; kötümserlik ve anksiyeteyle ise negatif ilişkili olduğu saptandı. Townsend ve arkadaşları (2002) ise çok daha ilgi çekici bir bulguya ulaştılar. Onlara göre; İslami temelli psikoterapi, sıradan psikoterapiye oranla anksiyete ve depresyonda çok daha hızlı bir iyileştirme gücüne sahiptir.(3)

Şengül, 2007'de dindarlıkla ruh sağlığı arasındaki ilişki üzerine yaptığı araştırmada insanların dindarlık boyutlarından bilgi-ibadet ve tecrübe-etki boyutlarındaki artışın anksiyete oranlarında azalma sağladığını, öte yandan yine bilgi-ibadet yönünün ve sosyal yönünün kişideki düşmanca tavırları azalttığını tespit etmiştir.(4) Yine, 2008'de Güven tarafından İstanbul'da 305 yetişkin üzerinde yapılan araştırmada öznel dindarlık algısı ile depresyon düzeyleri arasında anlamlı negatif bir tespit edilmiştir. Buna göre öznel dindarlık algısı arttıkça depresyon düzeyleri düşmektedir.(5)



Evet birçok yerli ve yabancı deney ve gözlemin verdiği sonuçlar ortada. İşin gerçeği şudur: İnsan bir şeye illa ki bir şeye inanmaya meyillidir. İnanmayan insan hastadır, ruhu hastadır. Bu hastalık giderilmezse sonu ebedi felakettir. Evet İslam haricinde de bazı inançlar var. Ancak bu inançların İslam haricinde hiçbiri, kainatın yaratıcı olan Allahu Teala tarafından kabul edilmeyecek ve bu şekilde yanlış inanç içerisinde olanlar hüsrana uğrayanlardan olacaktır. Allah, bizlere doğru bir inanç, bu inancın neticesinde doğru ve salih amel, bu amellerin sebebi ve rahmetiyle bizlere Cennet ve rızasını nasip eylesin. Amin.


-Arif Yağyudan / 11 Eylül 2016

Dipnotlar:


1-) F. M. Woodmansee, "Mental Health and Prayer: an Investigation of Prayer, Temprament and the Effects of Prayer on Stress When Individuals Pray for Others", Yayınlanmamış Doktora Tezi, Spalding University, Kentucky, 2000, ss. 53-55.

2-) Jennifer L. Jacobson, "An Exploratory Study Regarding the Effects of Praying for Others on Physical and Mental Health in Older Adults", Yayınlanmamış Doktora tezi, Spalding University. S. 79-81.

3-) Habib Tiliouine vd., "lslamic Religiosity, Subjective Well-being, and Health" Mental Health, Religion&Culture, 12(1), 2009, S. 57.

4-) Fatma Şengül. Dindarlık ve Ruh Sağlığı ilişkisi, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi SBE. İstanbul 2007. S. 148.

5-) Hülya Güven, "Depresyon ve Dindarlık İlişkisi", Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2008, S. 123.

Kaynak: 

* Ümit Horozcu, "Tecrübi Araştırmalar Işığında Dindarlık ve Maneviyat ile Ruhsal ve Bedensel Sağlık Arasındaki İlişki" Mîlel ve Nihal inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi Cilt: 7, Sayı 1 Ocak - Nisan 2010 S. 219-220

0 Comments

Yorum Gönder